Ana Sayfa

 

MUNKER   منكر :

 

“Bilinmeyen, inkâr edilen, hoş karşılanmayan” gibi anlamlara gelen munker ifal babından masdardır.

 

Hadis ıstılahında munker, ravinin muhalefetinden doğan bir zayıf hadis çeşididir. Çeşitli şekillerde tarif edilmiştir. Bazı muhaddislere göre şazla aynıdır.

 

Üçüncü hicri asır muhaddislerinden Ebu Bekr Ahmed b. Hârûn el-Berdici ye göre munker, metni yegane ravisinden başka tarikdan bilinmeyen ferd hadistir. Bu tarif Ebu Ya'la'l-Halili'nin tarif ettiği şazla aynıdır. İbnu's-Salâh da şaz ile munkeri müteradif kabul ederek el-Berdici'ye uyar. Şu da var ki o, şaz manasına münkeri iki kısma ayırır. Bunlardan birincisi sika'nın rivayetine muhalif ferddir.

 

Misali de :

İmam Malik'in ez-Zuhri, - Ali b. Huseyn, - Ömer b. Osman, - Usâme b. Zeyd, Nebi (s.a.v.) isnadiyle rivayet ettiği “Müslim kâfire, kâfir müslim'e mirasçı olamaz”  hadisidir.

 

İmam Mâlik bu rivayetinin isnadında Ömer b. Osman ismiyle diğer sika ravilere muhalefet etmiştir. Halbuki Müslim'in dediğine bakılırsa hadisi ez-Zuhri'den rivayet eden bütün raviler isnadlarında bu şahsı Amr b. Osman olarak zikretmişlerdir. Hatta Malik, sanki diğer ravilerin bu isnadda kendisine muhalif olduklarını biliyormuş gibi eliyle Ömer b. Osman'ın evine işaret edermiş. Aslında Amr da Ömer de Hz. Osman'ın oğullarıdır. Ancak bu hadis Amr'dan rivayet edilmiştir. Müslim ve diğer bazı hadis alimleri İmam Malik'in bu muhalefetinde vehmine hükmetmişlerdir.

 

el-Iraki, İbnu's-Salâh'ın bu misaline itiraz ederek şunları söylemiştir:

 

“Müslim'in Kitabu't-Temyizde zikrettiğine göre bu hadisi ez-Zuhri'den rivayet eden ravilerin hepsi isnadında Amr b. Osman demişlerdir. İbnu's-Salâh buna göre Malik'in bu hadisinin münker olduğuna hükmetmiştir. Oysa ben o hadise münker ismi veren bir tek kişi bilmiyorum. Kaldı ki onun isnadında bulunan Amr ismini Umer demede münferid kalması, metninin münker olmasını gerektirmez. O metni her iki hale göre de salihtir; zira Ömer de Amr da sikadırlar. Şu da var ki musannif (İbnu's-Salah), bu işaret ettiğim hususu kendisi zikrederek isnadında vaki olan illetin metne zarar vermeyeceğine, sika bir ravi olan Yala b. Ubeyd'in Sufyanu's-Sevri, Amr b. Dinar, İbn Umer isnadiyle Nebi (s.a.s)'den rivayet ettiği... “alıcı ile satıcı (alışverişin yapıldığı meclisten ayrılmadıkları sürece) muhayyerdirler” hadisini misal vermiştir. Daha sonra da şunları söylemiştir: “Bu, adil kişilerin adil kişilerden rivayet ettikleri muttasıl isnaddır. Ne var ki mu'alleldir ve sahih değildir. İsnadı sahih olmasa da metni her hale göre sahihtir. Şu halde bir sika ravi yerine diğerini zikretmek suretiyle vehme düşmek hadis metnini sahih olmaktan çıkarmaz.”

 

İbnu's-Salâh’a göre şaz'la aynı olan munkerin ikinci kısmı, ravisi sika ve mutkin olmayan ferd hadistir.

 

Misalini de Ebu Zukeyr Yahya b. Muhammed b. Kays'ın Hişâm b. Urve, Babası Urve İbnu'z-Zubeyr, Hz. Aişe isnadıyla Nebi (s.a.s)'den rivayet ettiği şu hadistir:

 

“Yetişmemiş hurmayı olgun hurma ile birlikte yiyiniz; Çünkü Şeytan, hurmanın böyle yendiğini görünce gazaba gelir ve şöyle der: Ademoğlu eskisi ile birlikte yenisini yiyecek kadar yaşadı”

 

Ebu Zukeyr, salih bir ravi olsa da bu hadisi rivayette tek kalmıştır. Müslim, Sahihinde hadisine mutâbi olarak yer vermiştir. Ancak tek başına rivayetine itibar edilecek derecede bir ravi değildir.

 

Şu halde İbnu's-Salâh'a göre şâz ile munker arasında hiçbir fark yoktur. Munker, şaz gibi merdud ve gayri merdud olmak üzere iki kısımdır. Merdud, münker, ravinin, kendisinden hıfz ve itkan yönünden daha üstün olan ravilere muhalif olarak rivayet ettiği munker, merdud olmayan munker ise herhangi bir muhalefet söz konusu olmaksızın sika olan ravinin münferid olarak rivayet ettiği hadisdir.

 

İbn Haceri'l-Askalâni ravinin kendisinden üstün ravilere muhalif olarak rivayet ettiği hadisleri ikiye ayırarak sika'nın hadisine şâz demiş, eğer muhalefet eden ravi zayıf ise rivayetine munker adını vermiştir. Ona göre gerek şâz olsun gerek munker ikisi de muhalefetten doğar. Buna göre İbn Hacer munkerde muhalefeti esas tutmuş, ravinin tereddüdünü göz önüne almamıştır. Hatta “bu farkı gözetmeyenler gaflet etmişlerdir” demiştir. Öyle olunca şâz ile munker arasında bir yönden umum husus ilişkisi vardır. Her ikisi de sikanın rivayetine muhalif oldukları halde şâz sika veya hiç olmazsa sadık olan raviden, münker ise zayıftan rivayet edilendir.

 

Şu hadis de munkere misaldir. Sünen sahipleri Ebu Davud, Tirmizi, Nese'i ve İbn Mace Hemmam b. Yahya tarikindan İbn Cureyc ez-Zuhri, Enes b. Mâlik isnadıyla şu hadisi rivayet etmişlerdir:

 

“...Nebi (s.a.s) helaya girdiklerinde yüzüklerini çıkarırlardı.” Ebu Davud bu hadisi naklettikten sonra şöyle der: Bu hadis münkerdir. Ma'ruf olanı İbn Cureyc, Ziyad b. Sa'd ez-Zuhri, Enes isnadı ile gelen

 

“...Nebi (s.a.s) gümüşten bir yüzük edindiler” lafzı iledir. Vehm, Hemmam'dan gelmiştir. Hemmam'dan başka bunu öbür türlü rivayet edeni yoktur.

 

Munker hadisler hüküm bakımından zayıftır. Onunla değil karşıtı olan ma'rufla amel edilir.

 

 

Tirmizi de yer alan şu hadis münker’e örnektir; görmek için buraya tıklayın